Ukrayna’nın başkenti olan Kiev (Ukraynaca Kyiv), Dinyeper Nehri’nin (Dnipro) kenarında, ağaçlarla kaplı tepeler üzerinde kurulmuş olan bir şehir. Hemen her yanı parklarla kaplı olan Kiev bu özelliğinden ötürü Parklar Şehri olarak da tanınıyor.

Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı)
Kiev’in 482 yılında kurulduğu tahmin ediliyor. Rivayete göre şehir üç erkek, bir kız kardeş tarafından kurulmuş. Burası 9. yüzyılın ortalarına kadar Hazar Kağanlığı’nın bir parçası olmuş. 860 yılı civarında Viking Kralı tarafından Hazar Kağanlığı’nın elinden alınmış, Kiev Rus Devleti’nin (Kiev Knezliği) başkenti olmuş. Şehir 1362 yılında Litvanya Grandüklüğü’nün 1569 yılında Litvanya Grandüklüğü ile Polonya Krallığı’nın oluşturduğu Polonya (Lehistan) – Litvanya Birliği’nin hâkimiyetine girmiş. 1654 yılında da Rus Çarlığı’na bağlanmış. 1919 yılında başkent özelliğini kaybetmiş. Ancak 1934 yılında Sovyet hâkimiyetindeki Ukrayna’nın tekrar başkenti olmuş. 1941-1943 yılları arasında Nazi Almanya’sı orduları tarafından işgal edilmiş.
Kiev gezilecek yerler
Kiev gezilecek yerler listesine bir bakalım.
Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı)
Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı) şehrin ana meydanı. Aynı zamanda Ukrayna tarihi açısından büyük önem taşıyor. 1991 yılında Ukrayna’nın SSCB’den ayrılmasına yönelik gösteriler ve toplantılar aylarca bu meydanda yapılmış. Sonunda da Ukrayna SSCB’den ayrılmış. 2004 yılında başkanlık seçimlerinden sonra Ukrayna halkı yine meydanda toplanmış, Turuncu Devrim bu meydanda gerçekleştirilmiş.

Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı)
Özgürlük Heykeli, Eski Şehir Kapısı, havuzlar ve Globus Alışveriş Merkezi’nin cam kubbeleri meydana ayrı bir güzellik veriyor. Sanatçıların performansları, geceleri havuzlarda yapılan ışıklı su ve ses gösterileri meydanı iyice canlandırıyor.

Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı)
Meydandaki postanenin önünden her gün saat 12.00 ve 16.00’da ücretsiz yürüyüş turları oluyor (Kiev Free Walking Tours). Biz rotası farklı olan iki tura da katıldık. Şehri tanımanız için bu turları kesinlikle öneririm.

Kiev – Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı) ve Postane
Lypky
Lypky şehrin aristokrat bölgesi. Buraya Khreschatyk Bulvarı veya Maidan Nezalezhnosti’dan ulaşabilirsiniz.

Lypky Kaynak:Wikipedia (By Wadco2 – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=28701592)
Mykhaylivska Zolotoverkhyi Monasterya (Altın Kubbeli St. Michael Katedrali ve Manastırı)
İlk katedral 1108 yılında yapılmış, 1934-1936 yıllarında diğer bir kilise ile birlikte tümü ile yıkılmış. Ülkenin bağımsızlık kazanmasından sonra 1997-2000 yılları arasında Mykhaylivska Zolotoverkhyi Monasterya (Altın Kubbeli St. Michael Katedrali ve Manastırı) aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiş. Katedral ve Çan Kulesi altın kubbeleri ile muhteşem bir görünüme sahip.

Mykhaylivska Zolotoverkhyi Monasterya
Sofiysky Sabor (St. Sophia Katedrali)
Ana gövdesi beyaz, soğan biçimindeki kubbeleri yeşil, merkez kubbesi diğerlerinden daha büyük ve altın renkli olan Sofiysky Sabor (St. Sophia Katedrali) UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. İlk katedral 1017-1037 yılları arasında Prens Yaroslav the Wise tarafından Bizans mimarisi tarzında inşa ettirilmiş. İlk inşaatı sırasında fazla büyük olmayan katedral 1685-1707 yılları arasında Barok tarzında yeniden yapılmış. Daha sonra farklı tarihlerde yapılan eklemelerle büyütülmüş. Böylece ilk yapıldığı dönemden farklı bir görünüm kazanmış. Katedral 1934 yılında müzeye dönüştürülmüş. Katedralin içi 11. yüzyıldan kalan muhteşem mozaikler, freskler ve ikonalarla görülmeye değer güzellikte. Ne yazık ki içinde fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor.

Kiev – Sofiysky Sabor (St. Sophia Katedrali)
Zoloti Vorota (Altın Kapı)
Kiev Rus Devleti Hristiyanlığı kabul ettikten sonra Bizans İmparatorluğu’nun etkisinde kalmış. St. Sophia Katedrali yanında İstanbul’daki Altın Kapı’dan esinlenerek 1037 yılında Yoroslav The Wise tarafından şehrin ana giriş kapısı ve kale duvarlarının bir parçası olarak üzerinde bir kilise bulunan Zoloti Vorota (Altın Kapı) yaptırılmış. Kapı zaman içinde tahrip olmuş, üzeri toprakla örtülmüş. Kapı ve şehir duvarları 1834 yılında yol yapımı sırasında bulunmuş. Günümüzdeki görünümüne ise 1982 yılında kavuşmuş.

Zoloti Vorota (Altın Kapı) Kaynak:Wikipedia (By George Chernilevsky – Own work, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=69296851)
Opera Binası
1901 yılında yapılan Fransız Rönesans tarzındaki Opera Binası’nın içi de dışı kadar görülmeye değer güzellikte. Zaten Ukrayna’ya kadar gelmişken burada mutlaka opera ya da bale izlemelisiniz. Ben de Kuğu Gölü’nü izlerken tüylerim ürperdi. Zarafet ve sanatın muhteşem birleşimini burada seyrettiğim için hep ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Bu olağanüstü tecrübeyi herkese tavsiye ediyorum.

Opera Binası
St. Andrew Kilisesi
1762 tarihli Barok St. Andrew Kilisesi ortada büyük, onun çevresindeki 4 küçük yeşil yaldızlı kubbeleri ile son derece göz alıcı. Merdivenlerle kiliseye çıktığınızda terastan Podil’in binaları, nehir, köprü, karşı kıyılar çok güzel görünüyor.

Kiev – St. Andrew Kilisesi
Dinyeper (Dnipro) Nehri
Tepedeki Altın Kubbeli St. Michael Katedrali ve Poshtova Meydanı arasında funikulara (Oyhe kynep) çalışıyor.
Poshtova Meydanı’na indiğinizde meydanın yakınındaki iskeleden kalkan teknelerle kısa bir nehir turu yapabilir, bu güzel şehrin bir bölümünü nehirden seyredebilirsiniz. Ancak bana sorarsanız bu tur için çok da “olmazsa olmaz” diyemeyeceğim. Nerede bizim Boğaz turları ya da Romantik Ren boyunca yaptığım nehir turu?

Dinyeper (Dnipro) Nehri
Kyievo Pecherska Lavra
UNESCO Dünya Mirası listesindeki bölge Kyievo Pecherska Lavra Doğu Ortodoks Hristiyanlığının kutsal yerlerinden biri. Pecherska (mağara), Lavra (Doğu Ortodoks Hristiyanlığında üst düzey erkek manastırları) anlamına geliyor.

Kiev – Kyievo Pecherska Lavra
Bölge hem Doğu Ortodoksların kutsal mekânı hem de tüm turistlerin ilgiyle ziyaret ettikleri bir yer. Bana sorarsanız şehrin en ilginç yeri de burası. Bütün bir gününüzü ayırmanızı ve altın renkli kubbeli kiliseleri doya doya gezmenizi öneririm.

Kyievo Pecherska Lavra
Buraya giderken dini bir bölgeye gittiğinizi dikkate alarak uygun şekilde giyinin. Kadınların eşarp ile başını örtmesi, ayrıca pantolon değil, uzun etek giymeleri gerekiyor. Yoksa bizim gibi oradan ödünç alacağınız örtülerle kapanmak zorunda kalacaksınız.

Kiev – Kyievo Pecherska Lavra
Kyievo Pecherska Lavra çok büyük bir alanı kaplıyor. Kompleks içinde çan kuleleri, katedral, yer altı mağaraları, manastır, müzeler ve diğer dini binalar bulunuyor. Geçmişi 1051 yılına dayanan Kyievo Pecherska Lavra içindeki yapıların her biri farklı tarihlerde yapılmış ve restore edilmiş.

Kyievo Pecherska Lavra
Üst Lavra ve Alt Lavra
Kyievo Pecherska Lavra coğrafi konumlarına göre Üst Lavra ve Alt Lavra olmak üzere ikiye ayrılıyor. Üst ve Alt Lavra’nın giriş kapıları ayrı, ancak bir ara kapı ile birbirine bağlanıyorlar. Üst Lavra devlete ait olduğu için ücretli, Alt Lavra Ortodoks Kilisesi’ne ait olduğu için ücretsiz.

Kiev – Kyievo Pecherska Lavra
Üst Lavra’ya Trinity Gate Church altındaki kapıdan giriş yapabilirsiniz. Bu kilise ilk olarak 12. yüzyılda yapılmış, 18. yüzyılda yeniden inşa edilmiş. 96.5 metre yüksekliğinde, 1731-1744 yılları arasında inşa edilen görkemli Çan Kulesi, meydanın başında yer alıyor. 176 basamaklı Çan Kulesi’nin tepesine çıkarsanız karşısındaki katedralin altın renkli kubbelerini ve şehri kuşbaşı seyredebilirsiniz.

Kyievo Pecherska Lavra
Meydanın ortasındaki görkemli yapı 7 altın renkli kubbeli Dormition Katedrali. Katedral 2. Dünya Savaşı’nda yıkılmış ve sonra yeniden inşa edilmiş. 2.000’den fazla değerli replika bulunduğu belirtilen katedralin içini ziyaret edebilirsiniz.

Kyievo Pecherska Lavra – Dormition Katedrali
Üst Lavra’da çok sayıda kilise ve müze yer alıyor. Burada mutlaka görmeniz gereken bir yer de Microminyatür Müzesi. Mykola Syadristy dünyada tek olan bu ilginç müzenin kurucusu ve buradaki tüm eserlerin yaratıcısı. Müzede camekânlar içinde sergilenen ve ancak mercek yardımıyla görülebilen eserlerin her biri ayrı bir teknikle yapılmış. Bu mikro eserlerin büyük bölümü Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Müzedeki birbirinden ilginç eserler arasında toplu iğnenin başındaki satranç takımı, tek bir saç teli içindeki gül, dünyanın en küçük saati, iğne deliğindeki piramitler gibi nasıl yapıldığına akıl erdiremediğiniz, çıplak gözle görülemeyen muhteşem eserler sayılabilir.

Kiev – Lavra
Alt Lavra içindeki mağaralara 1700 yılı yapımı Church of the Raising of the Cross içinden girebilirsiniz. Mağaranın içindeki tünelde yürüyebilmeniz için küçük bir ücret ödeyerek mum satın almanız gerekiyor. Mumla yolunuzu aydınlatıyorsunuz. Tünel, sadece tek kişinin geçebileceği kadar dar ve alçak tavanlı. Bu nedenle içine girdiğiniz zaman arkadan gelenler nedeniyle geri dönmeniz söz konusu değil.
Tünelin içinde ilerken kulağınıza ara ara ayin sesleri geliyor. Mumyalanmış rahiplerin üstleri örtülü, sadece parmakları görülen cesetleri, camekanlar içinde tünelin nişlerinde yer alıyor. Tünel kalabalık değilse istediğiniz kadar kalarak bu cesetlere bakabiliyorsunuz.
Alt Lavra’daki diğer mağaraya Church of Conception of St. Ann içinden giriliyor. Buradaki mağarada da 3 yeraltı kilisesi var.
History of the Great Patriotik War 1941-1945 (2. Dünya Savaşı Müzesi)
History of the Great Patriotik War 1941-1945 (2. Dünya Savaşı Müzesi) 1981 yılında 2. Dünya Savaşı’nda ölenlerin anısına yapılmış. Çok geniş bir alana yayılan müze açık ve kapalı bölümlerden oluşuyor.

Kiev – History of the Great Patriotik War 1941-1945 (2. Dünya Savaşı Müzesi)
Açık bölümde savaşta kullanılan tanklar, toplar, helikopterler, 2. Dünya Savaşı’nda ölenlerin anısına yanan sönmeyen ateş ve Nazi faşizmine karşı halkın mücadelesini anlatan çeşitli savaş heykelleri yer alıyor. En büyük heykel ise şehrin birçok yerinden görülen, 62 metre yüksekliğindeki, elinde büyük bir kılıç ve kalkan tutan Vatan Ana (Rodina Mat-Motherland) olarak adlandırılan kadın heykeli.

Kiev – Vatan Ana Heykeli
Müzenin kapalı bölümü Vatan Ana Heykeli’nin altında yer alıyor. Burada 2. Dünya Savaşı ile ilgili belgeler, resimler, giysiler, silahlar, işkence aletleri, savaş ile ilgili her şey savaşın neden olduğu acıları size hissettirecek şekilde sergileniyor. Özellikle de giyotin, kemik öğütme makinesi, insan derisinden yapılmış sabun ve eldivenleri gördükten sonra müzeden midenize saplanmış bir ağrıyla ayrılıyorsunuz. Bu müze kuşkusuz şehir gezisinde sizi en çok üzecek ama en çok düşünceye sevk edecek yer.

History of the Great Patriotik War 1941-1945 (2. Dünya Savaşı Müzesi)

History of the Great Patriotik War 1941-1945 (2. Dünya Savaşı Müzesi)
Mariinsky Park
1874 yılında kurulan ve kentin en güzel yeşil alanlarından birisi olan Mariinsky Park’ın içinde Mariinsky Sarayı da yer alıyor. Ünlü mimar Francesco Bartolomeo Rastrelli imzalı saray 1744-1752 yılları arasında Rus İmparatoriçesi Elizaveta Petrovna tarafından yaptırılmış.

Kiev – Mariinsky Sarayı
House With Chimaeras (Gorodetsky Evi)
1901-1903 yılları arasında Mimar Vladislav Gorodetsky tarafından inşa edilen House With Chimaeras (Gorodetsky Evi)’ın üzerinde pek çok sıra dışı heykel var.

House With Chimaeras (Gorodetsky Evi)
Pyrohiv (Pirigovo Açık Hava Müzesi)
150 hektarlık alana kurulu olan Pirogovo Açık Hava Müzesi ülkenin farklı bölgelerinin isimlerini taşıyan ve o bölgeye özgü evlerin, ağaç ve bitkilerin bulunduğu bölümlerden oluşuyor. Tarihi köy evleri, ahşap kiliseleri, yel değirmenleri ile Prigovo sizi Ukrayna tarihinde yolculuğa çıkarıyor. 16 ve 17. yüzyıllar arasında Ukrayna yaşamının canlandırıldığı tarihi bir atmosfere sahip olan Pirogovo Müzesi’nde ünlü Ukraynalı şair ve yazar Taras Şevçenko’nun evinin bir kopyası da var.

Pyrohiv (Pirigovo Açık Hava Müzesi)
Burası şehrin bayağı dışında. Bana sorarsanız Lviv’deki folk müzesi kadar da ilginç değil. Eğer ekstra vaktiniz varsa gitmeyi düşünebilirsiniz. Yoksa zaten şehir merkezinde yapacak çok şey var.

Kiev – Pyrohiv (Pirigovo Açık Hava Müzesi)
Chernobyl
Şehrin 140 kilometre güneyinde bulunan Çernobil Nükleer Santralı’nda 26 Nisan 1986’da yaşanan felaketin inanılmaz yüzünü görüyorsunuz. Yapılan bir deney sırasında meydana gelen patlamaların yaklaşık 150.000 kişinin hayatına mal olduğunu ve yüzbinlerce kişiyi de farklı şekillerde etkilediğini yakından hissediyorsunuz. Müzedeki belgeler, gazete haberleri, mektuplar, fotoğraflar, korkunç kazanın bilançosunu ve yaşanan acıları gözler önüne seriyor. Bu felaketin etkilerinin ise ne yazık ki daha 100.000 yıl daha devam edeceği tahmin ediliyor.

Çernobil Nükleer Santralı Kaynak:Wikipedia (By Arne Müseler / www.arne-mueseler.com, CC BY-SA 3.0 de, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=32845924)
Eğer Çernobil’i gezmeyi düşünüyorsanız en az 1 hafta öncesinden Viator sitesinden turu ayarlamalısınız. Yoksa çok talep olduğundan yer kalmıyor.
Kiev’de nerede yemek yenir?
Çok sayıda mekân içinde en önemlilerini listeledim:
Pervak
Yerel giysili garsonların servis yaptığı restoran hem turistlerin, hem de yerli halkın uğrak yeri. Eğer bir gününüz bile varsa buraya mutlaka gitmenizi öneririm. Ortamı da, servisi de, canlı müziği de, lezzetleri de çok beğeneceksiniz. Ukrayna’da yemek yediğim en güzel restoran burasıydı. O derece yani!

Pervak
Kiev Ukrayna gezisinde Lviv ile birlikte başlangıç olmayı hak eden bir şehir. Yokuşlar ardında sizi bekleyen sürprizler, Dinyeper Nehri boyunca yapacağınız tekne turu ve de Özgürlük Meydanı’nda coşkuyla izleyeceğiniz ışıklı ve müzikli su gösterileri size bu kenti sevdirecek.

Saint Sophia (Holy Sophia, Hagia Sophia) Katedrali
Keşfetmeniz dileğiyle…
Gez gez, ben de Ankara’da oturayım
Asıl şimdiki rota bomba olacak ❤️