Pek çoğumuzun adını çok duyduğu ama ulaşılması çok zor bir yere geldim: Hawaii Adaları. Her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlı bir eyalet olsa da Pasifik Okyanusu’nun ortasında bulunan ve dünyada ana kara parçalarından en uzak adalar zinciri olma özelliğini taşıyan Hawaii (ABD’nim güneybatı kıyılarına uzaklığı 3.200 km), coğrafi olarak Kuzey Amerika’ya bağlı olmayan tek ABD eyaleti. Okyanusya’nın Polinezya alt bölgesinin bir parçası olan Hawaii Adaları, su altı volkanlarından çıkan lavların katılaşıp kayalara dönüşmesiyle oluşmuş. Adalarda volkanik aktiviteler devam ediyor, sürekli deprem ve tsunami oluyor. The Big Island’daki Hawaiʻi Volcanoes Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor. Ana Hawaii Adaları’nın batısında bulunan Papahānaumokuākea (PMNM), UNESCO Dünya Karma Mirası listesinde yer alıyor.
Hawaii eyaleti resmi olarak 137 adadan oluşuyor. Bunların için 8 tane ana ada var. Bu adalar ve halk arasındaki isimleri şöyle:
Hawaiʻi-The Big Island (Büyük Ada)
Maui-The Valley Isle (Vadi Adası)
Oʻahu-The Gathering Place (Toplanma Yeri)
Kauaʻi-The Garden Isle (Bahçe Adası)
Molokaʻi-The Friendly Isle (Dost Adası)
Lānaʻi-The Pineapple Isle (Ananas Adası)
Niʻihau-The Forbidden Isle (Yasak Ada)
Kahoʻolawe-The Target Isle (Hedef Ada)
Hawaiililer için Pele Volkan Tanrıçası çok önemli bir figür. Hawaii inanışına göre yanardağların ve ateşin tanrıçası olan Pele, Hawaii Adaları’nın da yaratıcısı. Genellikle bir saygı işareti olarak “Madame Pele” veya “Tūtū Pele” olarak anılıyor. Kilauea yanardağının içinde yaşayan, şekil değiştirebilen, büyüleyici güzellikte bir kadın olarak tasvir edilen Pele, hula dansçılarının koruyucusu kabul ediliyor.
Kısa Hawaii Adaları Tarihi
İçindekiler
Kâşif James Cook, HMS Resolution gemisiyle 1778 yılında Üçüncü Yolculuğu sırasında Pasifik Okyanusu’nu geçerken tesadüfen adalara rastlamış. O dönemde 8 ana ada 4 güç merkezine ayrılıyormuş. Kauaʻi, Niʻihau (yerli kabile lideri Kalanikūpule tarafından); Oʻahu (Kahekili tarafından); Molokaʻi, Lānaʻi, Maui, Kahoʻolawe (Kahekilini tarafından); Hawaiʻi (Kalaniʻōpuʻu-a-Kaiamamao tarafından) yönetiliyormuş.
James Cook adalara Sandwich 4. Kontu, Amirallik Birinci Lordu John Montagu onuruna Sandwich Islands (Sandviç Adaları) ismini vermiş. James Cook adalara yaptığı sonraki bir ziyaretinde burada öldürülmüş. Adaların 1840’lardan kalma çağdaş adı ise en büyük ada olan Hawaiʻi Adası’nın adından türetilmiş. Adalara Hawaii dilinde Mokupuni o Hawaiʻi deniyor.
1898 senesinde Amerika himayesi altına alınan Hawaii, 21 Ağustos 1959’da referandumla resmen Amerika Birleşik Devletleri’nin eyaletlerinin arasına katıldı ve ABD’ye katılan son eyalet oldu.
Hawaii Turu
Hawaii seyahatime gelince… Açıkçası Hawaii gezi listemde ön sıralarda yer almıyordu. Burası benim gözümde fazla ticari, fazla turistik, diğer ziyaret ettiğim tropik adalara nazaran da daha az egzotikti. Acaba bu düşüncem yersiz bir önyargıdan mı ibaretti, yoksa Hawaii en adrenalin dolu, en heyecanlı gezilerimden biri mi olacaktı? Başlangıçta bu soruların cevabını bilmiyordum ama Toronto’dan yakın bir arkadaşım buraya gitmeyi çok isteyince birlikte gezmek üzere planımızı yaptık.
Gelince gördüm ki özellikle Honolulu gerçekten de ilk bakışta insanda bir “Amerika” etkisi uyandırıyor. Üstelik burada Amerika’nın çoğu şehrinde gördüğünüz o yüksek binaların 50 sene önceki eski hâli ile karşılaşıyorsunuz. Sadece yüksek yapılar değil, yerleşim yerlerinde de modernlikten uzak eski retro stil olduğunu fark ediyorsunuz. Diğer adalarda ise bu yüksek binalar yok. Her yer oldukça iyi korunmuş. Şehir ve sokak isimlerinde de orijinal Aborjin isimlerini korumuşlar.
Her ne kadar Amerika’ya bağlı olsalar da bütün adalarda bir “ada” kültürü hâkim. İnsanlar güler yüzlü. Yollar Kuzey Amerika standardında, herkes trafikte kurallara uyuyor. Servis kalitesi ise Kuzey Amerika standardında yani asla kötü değil ama bir Türkiye, bir Uzak Doğu servisi de yok. Müşteri memnuniyeti diye bir konseptten haberleri yok. Hatta bazen öyle ters davranıyorlar ki oradan kaçasınız geliyor. Restoranlar genelde hep dolu. Düşük sezonda orada olmamıza rağmen rezervasyonsuz gittiğimiz her restoranda 1-1.5 saat sıra bekledik. Oteller fazlasıyla pahalı ama onlarda da retro stil var. Uzak Doğu’nun üst sınıf otellerinden burada eser yok.
Hawaii Turu
Geleneksel hula dansı yaparak doğaya minnettarlıklarını gösteriyorlar. Ancak hiç bir yerde boynunda çiçekle sizi karşılayan ve geleneksel hula dansı yapan bir yerli görmedim. Sanırım onlar sadece filmlerde oluyor.
Otellerin plajları halka açık. Halk plajı kullanıyor, sadece otele ait olan şemsiye ve şezlongdan faydalanamıyor. Bence Hawaii adalarının en önemli özelliğiyse volkanik yapısı ve el değmemiş doğası. O nedenle dünyanın pek çok yerinde göremeyeceğiniz manzaraları burada görebiliyorsunuz. Pasifik ortasındaki konumu nedeniyle de eşsiz gün batımları izliyorsunuz.
Hawaii’de shaka işareti yapmak bir gelenek. Başparmak ve küçük parmak açık, diğer parmaklar yumruk yapar gibi kapanıyor. Bu işaretle dostluklarını gösteriyorlar. Shaka yapan kişi karşısındakine “nasılsın, herşey yolunda mı?” diye sormuş oluyor, shaka yaparak cevap veren kişi de “herşey yolunda” diye cevap vermiş oluyor.
Adaların hepsinde sokaklarda başı boş gezen tavukları görünce şaşırmayın. Onlar adaların yerlisi :-) .
Hawaii Adaları’na nasıl gidilir?
Pasifik Okyanusu’nun ortasında yer alan Hawaii Adaları’na ulaşım hiç kolay değil. Türkiye’den direkt uçuş bulunmuyor. En az 2 aktarmalı uçuşlarla minimum 25 saatlik bir yolculuğa hazır olmalısınız.
Ben Toronto’ya 11 saat, Vancouver’a 5 saat, Honolulu’ya 6,5 saat uçarak toplamda 22,5 saat havada kaldım. Aktarma sürelerini de eklersek yolculuk epeyce uzun sürdü. Honolulu’ya indiğimde Türkiye ile saat farkı 13’tü. Hawaii Adaları içinde de 4 iç hat uçuşu yaptım. Toplamda bu gezide 10 uçuş yapmış oldum. Eğer dünyanın öbür ucu denecek bir yer varsa, sanırım orası burasıdır.
Benim seyahatim sırasında covid-19 pandemi koşulları geçerliydi ve Hawaii ziyareti yapacakların onaylı bir CLIA laboratuvarından alınan Nükleik Asit Amplifikasyon Testi (NAAT) veya AZOVA, CLEAR ve CommonPass aracılığıyla doğrulanan testleri veya aşıları kabul ediliyordu. Bu sonuçların da https://travel.hawaii.gov/#/ sitesine aktarmalı uçuşlarda son uçuş saatinin 72 saat öncesinden itibaren girilmesi gerekiyordu. Test sonuçlarının Hawaii uçuşu öncesinde siteye girilmesi ve verilen barkodun cep telefonuna indirilmesi çok önemliydi. Uçağa ve ülkeye giriş bu barkod ile sağlanıyordu. Ülkede araba kiralarken, otellere ve restoranlara girerken hep Safe Travels onaylı bu barkodu kontrol ediyorlardı.
Vancouver’a indiğimde Safe Travels onayı almadığımı bildiren bir e-posta aldım. Düşünsenize, o kadar yol gitmişim, Hawaii beni geri çeviriyor! Ufak çaplı bir kalp krizi geçirmek üzereydim. Havayoluyla konuştuğumda çoğu kişinin bu mesajı aldığını öğrenince biraz rahatladım. Uygulama öyle karışık ki herkesin kafasını karıştırabiliyor. Neyse, eksik bilgi varmış, girdim. Onay geldi ama bu sefer de kimliğimin doğrulanmadığını söyleyen bir e-posta aldım. Uçağa kabul ediliyordum ama bu sefer de Hawaii’ye alınıp alınmayacağımı bilmiyordum. Neyse, indiğimde bir sorun yaşamadan gümrükten geçtim. Hawaii’ye ayak basmıştım.
Sıkıntının bu kadarla kaldığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Dönüşte PCR testi yaptırmak üzere rezervasyon yaptığım laboratuvara gittiğimde ne öğreneyim? PCR sonucunu vermeleri 6 gün sürüyormuş! Benim uçağım ertesi gün, onu bırakın 6 gün sonra test sonucunun zaten geçerliliği kalmıyor! Kalktım bir hastaneye gittim. Hastane hafta içi sadece 10:00-13:00 arasında çalışıyormuş. Benim dönüş uçağım hafta sonuna denk gelseydi demek ki PCR testi yaptıramadığımdan geri dönemeyip adada mahsur kalacakmışım!
Hawaii Adaları’nda gezilecek yerler listesi
Hawaii her mevsim ziyarete uygun. Ekvatora yakınlığı sebebi ile adalar tropik bir iklim ve bitki örtüsüne sahip. Hawaii’ye gitmek için en uygun zaman ise nisan (kalabalık olabilecek tatil dönemlerinden uzak durun), mayıs (harika hava, iyi fiyatlar), eylül (harika hava, daha az ziyaretçi arayanlar için mükemmel zaman), ekim (harika bir ay, mükemmel yerel festivaller ve etkinlikler), ocak (ortalamadan daha yağışlı ama balina izlemeye gitmek için mükemmel bir zaman) ayları.
Hawaii Adaları bir takımada grubu olduğu için gitmeden önce hangi adayı görmek istediğinize, hangi adada kaç gün konaklayacağınıza karar vermenizde fayda var. Ana adalar arasındaki ulaşımı uçakla yapacağınız için planlamanızı mümkün olduğunca erken yapıp biletlerinizi de önceden almanızı öneririm. Adalar arasındaki uçuşlarda genelde 11 kg kabin bagajı ve bir kişisel çanta hakkı veriyorlar. Uçağa verilen bagaja da ilk bagaja 25 USD, ikinci bagaja 35 USD ekstra ücret alıyorlar. Biz kabin bagajına sığarak ekstra bavul ücretinden kurtulduk.
Geziden döndükten sonra bir seyahat grubunda herkesin Shaka Guide App uygulamasını telefona indirmeyi tavsiye ettiğini okudum. Biz çoktan döndüğümüz için kullanmadık ama gidecek kişilere faydası olabilir. Biz gezi rotamızı 3 gün Oʻahu, 6 gün Hawaiʻi-The Big Island, 5 gün Kauaʻi olarak yaptık. Maui için zaman ayıramadık. Bir gün yanımızda sevgililerimizle gelirsek, o zaman Maui’yi değerlendiririz diye düşündük.
Her adada araba kiralamak şart. Popüler bir tatil destinasyonuna gittiğinizi göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca erken araba kiralamak gerekiyor. Biz her adada arabamızı kayak.com üzerinden kiraladık. Bu uygulama bazen en ucuz fiyat olarak turo.com adresine yönlendiriyor. Turo’da şirketler değil, şahıslar kendi özel araçlarını kiralıyorlar.
Eğer adalar arasında ulaşım gözünüzü korkutuyorsa veya rahatınıza düşkün olup yorulmak istemiyorsanız, bir cruise gemi turuna katılmayı da düşünebilirsiniz. Böylelikle 4 ana adayı hiç yorulmadan gezebilirsiniz. Ancak tabii ki böyle bir gezide hiçbir adayı tam olarak gezemezsiniz, sadece bir fikir sahibi olursunuz.
Hawaii Adaları – Oʻahu
Eğer Türkiye’den geliyorsanız Oʻahu Adası, uluslararası uçuşla ilk ayak basacağınız yer olacak. Eyaletin başkenti Honolulu bu adada bulunuyor. Oʻahu, özellikle de Honolulu, kalabalık şehir ve parti hayatını sevenler için ideal. Türkiye’den az sayıda düzenlenen Hawaii turları da genelde sadece Oʻahu Adası’na misafir götürüyor.
Eğer Oʻahu’da kalacaksanız; geceleri Waikiki Plajı’ndaki yerel eğlencelere katılabilir, burada sörf öğrenebilir, en ünlü caddesi Kalakaua Avenue boyunca gezip alışveriş yapabilir, Pearl Harbor’ı ziyaret ederek II. Dünya Savaşı’nın ağır tarihini yerinde hissedebilir, Hanauma Bay’de şnorkel turuna katılabilir, cennete çıkan merdivenler olarak bilinen Haiku Stairs’e tırmanabilir (yasal ve yasal olmayan yol var. Yasal olmayan yol 3.922 basamaklı merdivenlerden oluşuyor ama merdivenler artık güvenlik nedeniyle kapalı ve sıkı bir polis kontrolü var. Yasal yol gidiş 3, dönüş 2 saat sürüyor. Bazı kısımları çok çamurlu), Kualoa Ranch bölgesindeki “Secret Beach” isimli gizli sahilde gezintiye çıkabilir, ATV turu yaparak Jurassic Park, 50 First Dates, King Kong gibi efsane filmlerin çekildiği yerleri görebilir, Hawaii’nin en tanınan yerlerinden biri olan Diamond Head Krateri’ne bir gezi yapabilirsiniz.
Hawaii Adaları – Hawaiʻi (The Big Island)
Hawaiʻi’ye ismini veren Büyük Ada listenizin başındaysa bence doğru bir karar verdiniz. Buraya Oahu’dan uçakla geliniyor. Hawaiʻi The Big Island, tüm Hawaiʻi Adaları arasında açık ara en fazla seçenek sunan ve adı gibi en büyük olanı! Ayrıca da en genç ada. Çorak çayırlardan yemyeşil ormanlara, lav tarlalarından karla kaplı dağlara kadar herşeyi bu adada bulabilirsiniz. Adadaki Hawaiʻi Volcanoes Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor.
Büyük Ada; Mahukona, Mauna Loa, Mauna Kea, Kohala, Hualalai ve Kīlauea (dünyanın en aktif yanardağı) yanardağlarına ev sahipliği yapıyor. Bu yanardağlardan çıkan lavların bir kısmı tepelerden aşağıya süzülerek okyanusa kadar ulaşıyor. Bu nedenle volkanik alanların görünümü günden güne değişebiliyor. Bölgede lavlar sonucu oluşan çok ilginç yer şekilleri, yerden lavların püskürdüğü küçük lav bacaları, duman püsküren fumerollar var. Bazı yerlerde lavlar nedeni ile çok yoğun bir bitki örtüsü bulunmuyor ancak bazı bölgelerde endemik çok sayıda bitki, kuş ve böcek türü var.
Hawaii Adaları – Kauaʻi
Doğayı seviyorsanız, tatilinizde sakinlik arıyorsanız, “Bahçe Adası” takma adıyla anılan Kauaʻi Adası sizin adanız olacaktır. En eski Hawaiʻi Adası olan Kauaʻi, dünyanın en iyi plajlarından bazılarına da ev sahipliği yapıyor. Kauaʻi Adası’ndaki Waialeale Dağı, dünyada en fazla yağış alan ikinci yer.
Kauaʻi’nin gür yeşillikleri onu tüm Hawaiʻi adalarının belki de en güzeli yapıyor. Ada şelalelere, yürüyüş parkurlarına, golf clublara ve çeşitli eko-maceralara ev sahipliği yapıyor. Gezginlerin çoğu Oʻahu ve Maui’nin koşuşturmacasından kaçmak ve daha sakin bir tatil deneyimi yaşamak için Kauaʻi’yi tercih ediyor.
Ancak Kauai’nin en önemli özelliği çoğu yerine araba ile ulaşılamaması. Bu nedenle adada yapılacak en popüler aktivite helikopter turuna katılmak. Böylece aracın girmediği her yeri havadan görebiliyorsunuz. Bu helikopter turu Hawaiʻi’nin genelinde tavsiye edilen turların da başında geliyor.
Hawaii Adaları – Maui
Golf, rüzgâr sörfü meraklıları ve balayı çiftleri için Maui ideal bir ada. Yerel halk “Maui en iyisidir” anlamına gelen “Maui no ka oi” diyor. Maui’nin doğusundaki Haleakalā ve batısındaki Batı Maui dağları inanılmaz güzel. Hana Otoyolu dünyanın en ünlü otoyollarından birisi sayılıyor. Haleakalā Ulusal Parkı içinde yer alan krater ve zirve kaçırılmaması gereken bir yer. Gün batımı için rezervasyon gerekmiyor ama gün doğumu için en az 2 hafta öncesinden rezervasyon yapmakta fayda var.
Hawaiʻi ile ilgili hislerime gelince… Kesinlikle güzel, kesinlikle özel. Hele de volkanik yapısıyla. Ancak oldukça yüksek bütçeli bir gezi destinasyonu ve bence harcanan paranın hakkını veremiyor. Çok güzel vakit geçirdim, çok değişik bir deneyim yaşadım ama kalbim hoplamadı. Benim kalbimde hâlâ Karayipler’de Küba ve Uzak Doğu’nun her ülkesi yerlerini korumaya devam ediyor.
Adalarla ilgili detaylar sonraki yazılarda olacak. O zaman aloha (merhaba) ve mahalo (teşekkürler) Hawaiʻi!!
Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerine, emeğine sağlık. Ne mutlu sana böyle cennet gibi yerleri görüyor, bize de gösteriyorsun.
Çok teşekkür ederim. Gösterebiliyorsam ne mutlu bana. Çok sevgiler