İşte Afrika’nın en güzel ülkelerinden biri: Uganda. Ekvator çizgisinin tam üzerinde yer alıyor. Yemyeşil bir ülke. İnsanları da musmutlu… Ayrıca biz burayı bir de dünyada sadece Virunga Sıradağları üzerindeki yağmur ormanlarında yaşayan otobur dağ gorillerinin yaşadığı bir ülke olarak tanıyoruz. Ancak inanın, Uganda sadece bunlardan da ibaret değil. Herşeyden önce burası tropik ormanları, göz alabildiğince uzanan çay ve kahve plantasyonları olan, Nil Nehri’nin salına salına aktığı, yaban hayatını gözlemleyebileceğiniz, yerel kabileleri ziyaret edebileceğiniz, Afrika kıtasının en güzel ülkelerinden biri… Bunlara ilaveten UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yerleri var: Kasubi’deki Buganda Krallarının Mezarları (Kültür), dağ gorillerini gördüğünüz Bwindi Millî Parkı (Doğa), Rwenzori Dağları Millî Parkı (Doğa) listesinde yer alıyor.
Ülke 4 bölge ve 112 ilçeden oluşuyor.
Tarihine baktığımızda iç savaşlar, askeri darbeler, diktatörlerin baskılarını görüyoruz. 1962 yılında bağımsızlığını kazanmış. Ancak hâlen başkanlık sistemiyle yönetilen üniter bir devlet. Ayrıca içinde devlet idaresine paralel olarak 5 geleneksel Bantu krallığı bulunduruyor: Toro, Busoga, Bunyoro, Buganda ve Rwenzururu.
Ülkeyi tanımak için film önerisi mi sordunuz? Mesela gerçek olaylara dayanan 2006 yılı yapımı İskoçya’nın Son Kralı (The Last King of Scotland) filmi, 1971-1979 arasında devlet başkanlığı yapan ve dünya tarihinin en acımasız diktatörlerinden biri olarak kabul edilen Idi Amin Dada Oumee’nin hayatını işliyor. Forest Whitaker’a en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandıran bu film, ülkenin çektiği acıları gösteriyor.
Ülkede HIV virüsüyle yaşayan yaklaşık 1,5 milyon insan var. Sonuç olarak bunların % 40’ı tedavi bile göremiyor. Ebeveynlerini AIDS yüzünden kaybeden çocuk sayısıysa yaklaşık 2 milyon.
Güvenlik konusuna gelince: Burası oldukça güvenli bir ülke. Arabadan inip uzaklaştığımız her an birşeylerimiz çalınacak diye tedirgin oldum. Ama kimsenin arabaya yaklaşmaması ve tehditkâr davranmaması bir süre sonra benim de rahatlamamı sağladı. Yoksa nerede Kenya’daki tehdit dolu bakışlar? Sonuç olarak insanlar burada henüz nahifliklerini kaybetmemiş. O nedenle de durmayın, geç olmadan ve bozulmadan gidin Uganda’ya!
Uganda’ya gitmek için vize almak gerekiyor mu?
İçindekiler
- 1 Uganda’ya gitmek için vize almak gerekiyor mu?
- 2 Uganda’ya nasıl gidilir?
- 3 Uganda – Konaklama
- 4 Uganda’da gezilecek yerler listesi
- 4.1 Jinja
- 4.2 Sipi Falls (Sipi Şelaleleri)
- 4.3 Fort Portal
- 4.4 Kibale Millî Parkı
- 4.5 Kisoro
- 4.6 Queen Elizabeth Millî Parkı
- 4.7 Ziwa Rhino Sanctuary
- 4.8 Murchison Falls Conservation Area (MFCA)
- 4.9 Mount Elgon Millî Parkı
- 4.10 Bwindi Millî Parkı
- 4.11 Rwenzori Dağları Millî Parkı
- 4.12 Kidepo Vadisi Millî Parkı
- 4.13 Uganda’da kendinizi zamanın yavaş akışına hazırlayın!
- 4.14 Uganda’da enteresan neler var?
- 4.15 Uganda mutfağı
- 4.16 Afrika’da hayat
Tüm T.C. vatandaşlarının Uganda vizesi alması gerekiyor. Vize almak için 3 alternatif var:
- Tek gezide Kenya, Uganda ve Ruanda’ya gitmeyi düşünüyorsanız, East Africa vizesine başvurabilirsiniz. E-vize programına göre vizenin kullanılacağı ilk destinasyonun vizeye başvurulan ülke olması gerekiyor. Kenya Cumhuriyeti, Ruanda Cumhuriyeti ve Uganda Cumhuriyeti’ni turizm amacıyla ziyaret etme niyetinde olan tüm seyahat eden kişiler vize başvurusunda bulunabiliyor. Doğu Afrika Turist Vizesi 3 ülke içerisinde Çoklu Giriş ve her girişte 90 gün geçerli.
- Ayrıca sadece Uganda için geçerli olacak vizenizi ülkeye gitmeden önce online alabilirsiniz. Eğer online vize alacaksanız, https://www.visas.immigration.go.ug sitesinden gerekli bilgileri doldurabilirsiniz. Ancak dikkat! Resmî siteye benzer pek çok site var. Hatta ben de bunlardan birini resmî site zannederek işlemlerimi oradan yaptım. Sonuç olarak 50 USD ödeyeceğim yerde 180 USD ödeyerek ufak çaplı bir sarsıntı geçirdim. Bu nedenle aman siz benim düştüğüm hataya düşmeyin!
- Pasaportunuza basılacak vize başvurunuzu Uganda’nın Ankara Büyükelçiliğine yapabilirsiniz.
Tropik iklimi nedeniyle yemyeşil olan ülkede mart-nisan-mayıs ve eylül-ekim-kasım aylarında yağış oluyor. Haziran-temmuz-ağustos kuru sezon. Başka bir deyişle de yüksek sezon. Doğal kalması için asfaltlanmayan parkların yollarını düşünürseniz, yağmur mevsiminde araba kullanmak zor oluyor. Ancak bu dönemde bile yolda kalmıyorsunuz (Karamoja bölgesi hariç. Oranın koşulları çok zor). Ayrıca daha serin ve fotoğraf açısından daha güzel olduğu için bu mevsimi tercih de edebilirsiniz.
Uganda’ya nasıl gidilir?
Uganda’nın Entebbe kentine Türkiye’den 6,5 saatlik direkt uçuşla ulaşmanız mümkün. Ayrıca aktarmalı uçuşlar da bulunuyor.
Ancak şöyle bir durum var: TK uçağı İstanbul-Kigali-Entebbe-İstanbul rotasında ring seferi yapıyor. Başka bir deyişle gidişte TK uçağı ilk olarak Kigali’ye iniyor. Kigali’de yolcular iniyor ve uçağı temizliyorlar. Yaklaşık 1 saat sonra uçak Kigali’den kalkıp Entebbe’ye gidiyor. Bu arada Entebbe yolcuları uçaktan inmeden yerlerinde oturmaya devam ediyor.
Dönüşte TK uçağı önce Kigali’den kalkıp Entebbe’ye iniyor. İstanbul yolcuları yerlerinden kalkmadan uçakta yaklaşık 1 saat bekliyor. Entebbe yolcuları inip uçak temizlendikten sonra Entebbe’de yeni yolcular biniyor. Uçak İstanbul’a devam ediyor.
Uganda – Konaklama
Unutmayın! Buraya gelirken beklentinizi belirlemeniz, lüks aramamanız gerekiyor. Evet, çok lüks konaklama imkânları da var ama bunun için bütçenizi ayarlamanız önemli. Sonuç olarak sınırlarınızı genişletip buraya gelmeye karar verdiğinizde ne kadar doğru bir karar verdiğinizi anlayacaksınız.
Eğer Entebbe’ye iner inmez güzel bir tesiste konaklamak isterseniz, Entebbe’nin 40 dakika uzağındaki Munyonyo’da yer alan Speke Resort Munyonyo çok güzel bir otel. Victoria Gölü kıyısında yer alan otel, oda ve yemek kalitesiyle beğenimi kazandı.
Siz burada bir Muzungu’sunuz. Başka bir deyişle beyaz insan. Her yerde insanlar etrafınızı saracak, muzungu diye seslenecek. Hiç yadırgamayın. Ondan sonra da sıcakkanlı insanların gülümsemelerine içtenlikle karşılık verin. Emin olun hiç pişman olmayacak, kalbinizde Uganda’ya çok derin bir sevgi duymaya başlayacaksınız.
Bana gelince… Neden mi buraya geldim? Afrikaname kitabının yazarı Prof. Güliz Elal ile birlikte bir Uganda turu planlamaya karar verdik. Yazışmalarımız sonunda Laba Africa adındaki seyahat acentesini henüz kuran çiçeği burnunda turizmci Samuel Colin Walugembe ile çalışmaya karar verdik. Güliz’in kuzeni Rasih Tuna da sonradan bize katılmaya karar verince üç Afrika âşığı olarak kendimizi yollarda bulduk. Ülkenin az bilinen yerlerini de birlikte keşfettik.
O zaman henüz haberim yoktu ama daha sonra Uganda’ya tekrar tekrar geleceğimi nereden bilebilirdim?
Uganda’da gezilecek yerler listesi
Burası kendine has bir enerjisi olan bir ülke. Daha uçaktan iner inmez doğa kokusu ve çiçek kokusu birbirine karışıyor ve sizi kalbinizden vuruyor. “Bu nasıl bir koku” diye içinizden geçiriyor, geçireceğiniz günlerin bol oksijenli ve mis gibi olacağının da müjdesini alıyorsunuz.
Mesela Bunyonyi Gölü çevresi ülkenin en yeşil bölgelerinden biri. Gölün en turistik adası Bushara’da dilerseniz küçük bir ücret ödeyerek çadır kurup kalabiliyorsunuz.
Şehirlerde yer yer villalar görüyorsunuz. Çok sayıda araba ve motorsiklet nedeniyle özellikle başkent Kampala’da inanılmaz kötü bir trafik var. Kırsala çıktığınız andaysa göz alabildiğince uzanan bir yeşille baş başasınız.
Afrika’ya gelmek, özümüze dönmek olduğu için hazırlıklı olmak da gerekiyor. Bu hazırlık döneminde aşağıdaki yazılarımı okumanızı öneririm:
✔️ Safariye hazırlık – safari ihtiyaç listesi
✔️ Sağlık – seyahat sağlığı – yaptırmanız gereken aşılar ve yanınızda götürmeniz tavsiye edilen ilaçlar
✔️ Sigorta – seyahat sağlık sigortası
Gelin, şimdi Uganda’yı birlikte gezelim…
Jinja
Viktorya Gölü kıyısındaki şehir, Nil Nehri’nin 3 ana kolundan biri olan Beyaz Nil’in doğduğu yer. Burada bir bot turuna katılarak Nil’in kaynağına gidebilirsiniz.
Bot turu sırasında değişik kuş türlerini görme şansını elde edeceksiniz. Ancak dikkat! Sakın kısa turu almayın. Uzun tura katılarak doğanın sesini doya doya dinleyin!
Jinja’ya geldiğinizde Uganda için iyi bir başlangıç yapmış olacaksınız. Sonuç olarak tropik bitki örtüsü ve hayvan çeşitleriyle burası size ülkeyi sevdirecek.
Sipi Falls (Sipi Şelaleleri)
Ülkenin doğusundaki Kapchorwa bölgesinde her biri farklı irtifadan akan 3 şelale var. En yüksek olanı 100 metreden düşüyor. Ayrıca çoğu kişiye göre Sipi Şelaleleri ülkenin en romantik şelaleleri.
Fort Portal
Ülkenin batısında yer alan Fort Portal, hem Kabarole Bölgesi’nin hem de Toro Krallığı’nın merkezi. İsmini 1891-1893 yılları arasında burada bulunan Toro Krallığı’nı korumak amacıyla inşa edilen kaleden (İngilizce fort) almış. Bir de 1892 yılında bölgeye himaye işlemleri için gelen Zanzibar Genel Valisi Sir Gerald Portal’dan.
Kibale Millî Parkı
Fort Portal yakınlarındaki Kibale Millî Parkı kuş gözlemciliği yapılan büyük bir yağmur ormanına ve onlarca krater gölüne ev sahipliği yapıyor. Park, Doğu Afrika’nın en yüksek çeşitlilikteki primat çeşitlerini barındırıyor.
Kisoro
Ülkenin güneybatı kesiminde yer alan Kisoro, Batı Bölgesi’nde yer alan aynı isimli Kisoro ilçesinin merkez şehri.
Burada hemen Kisoro’daki Echuya Forest Reserve’de ve Kibale Bölgesi’nde yaşayan pigmelerden bahsedeyim:
Avcı toplayıcı Batwa pigmeleri, savaşçılıkları ve danslarıyla ünlü. Ortalama boyları 1,5 m. Yaklaşık 60.000 yıldır ekvatoral ormanlarda, orman ve içindeki canlılarıyla birlikte uyum içinde yaşıyorlar. Eğittikleri köpekler, ok ve ağla avlanıyor. Yaban balı, meyve ve bitki yiyorlar. Ancak Batwa pigmeleri diğer kabilelerle evlilik yaptıkları için artık çok kısa boylu değil.
1930’larda sömürgeciler topraklarını tarım arazisine dönüştürmüş. Ayrıca 1991 yılında da hükümet dağ gorillerini korumak için orman rezervlerini millî park yapmış. Bu nedenle artık evsizler.
Hemen bir parantez açıp 12 yıl Uganda’da yaşayan Meltem Yaşar’ın Pigmelerle Dans kitabına atıfta bulunayım. Eğer bu kitabı henüz okumadıysanız, mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Meltem’in maceralarına bayılacaksınız!
Queen Elizabeth Millî Parkı
Parka girmeden önce Ekvator çizgisini geçiyorsunuz. Bu noktada fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin!
Ülkenin en çok ziyaret edilen parkı olan Queen Elizabeth Millî Parkı; leoparlar, bufalolar, aslanlar ve çeşitli ekosistemlere ev sahipliği yapıyor. 1,978 km²’lik alana sahip. Başka bir deyişle parka geldiğinizde Kazinga Kanalı’nda tekne turuna çıkabilir, timsahlarla dolu bir nehirde yolculuk yaparken nehre su içmeye gelen diğer hayvanların kalp atışlarını hissedebilirsiniz.
Parkın çok özel bir bölgesi olan güneybatı kısmındaki Ishaha Sector, ağaçlara tırmanan aslanlarıyla ünlü. Burada candelabra (şamdan) ağaçlarına tırmanan çok sayıda aslan var ve Afrika’da bu görüntüyü kolayca görebileceğiniz tek yer burası! Ishaha Sector’de Embogo Lodge’da konaklayabilirsiniz. Burası bir yerli tarafından yapılan tek konaklama yeri. Ayrıca burada yerli halkla da iç içe olabiliyorsunuz.
Ziwa Rhino Sanctuary
Nakasongola bölgesindeki Ziwa Rhino Sanctuary çok özel bir yer. Çünkü burada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz beyaz gergedanları görüyoruz. Hem de yürüyerek! Evet, yanlış duymadınız. Burada rehber ve gözetmenlerle birlikte gergedan yürüyüşüne çıkıyor ve bu özel canlıların 7 metre kadar yakınına gidiyoruz. Bu kocaman canlılar her gün 40-60 ton arasında yemek yiyor. Hamilelikleri 14 ay sürüyor. Kendileri 2 ton üzerinde, doğan bebekleri bile 50 kg!
Murchison Falls Conservation Area (MFCA)
Ülkenin en büyük parkı olan Murchison Falls Koruma Alanı (MFCA); Murchison Falls Millî Parkı (MFNP), Bugungu Doğal Hayatı Koruma Alanı ve Karuma Falls Doğal Hayatı Koruma Alanı’ndan oluşuyor. MFNP; 144 memeli, 556 kuş türü, 51 sürüngen, 51 amfibi türüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca parkta aslan, leopar, fil, Afrika mandası, gergedan, zürafa, şempanze, timsah, su aygırı görebiliyorsunuz. Parkın ortasına yer alan ve parka ismini veren Murchison Şelalesi ise yıl boyunca oldukça etkileyici bir görüntüye sahip.
Mount Elgon Millî Parkı
Kenya-Uganda sınırında bulunan, Doğu Afrika’nın en eski ve en büyük volkanik dağı Mt. Elgon; 3.000 metreden daha yüksekte yer alıyor. Elgon Dağı Millî Parkı ise nesli tükenmekte olan lammergeyer de dâhil olmak üzere 300’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Bwindi Millî Parkı
Dünyada Uganda’nın adını duyuran en önemli park, ülkenin güneybatısında ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti sınırında yer alıyor. Herşeyden önce dağ gorili gözlemi burada yapılıyor. Park, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor.
Dağ gorilleri Ruanda, Uganda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasındaki Virunga yanardağı silsileleri üzerindeki görkemli yağmur ormanlarında yaşıyor. Ağırlıkları 150-200 kilograma kadar ulaşan dağ gorilleri, dev gibi görüntülerine rağmen oldukça zararsızlar. Sonuç olarak otçullar, aile olarak yaşıyorlar. Bu nazik primatları doğal ortamlarında gözlemlemekse gerçekten muhteşem bir deneyim.
Dağ gorillerini görmenin azımsanamayacak bir maddi boyutu da var. İzin ücreti Congo’da 400 $, Uganda’da 800 $, Ruanda’da 1.500 $. Goriller Uganda’da günde 2 kez her biri 10 kişiden oluşan en fazla 10 farklı grup tarafından ziyaret ediliyor. Nasıl mı? Görevliler ormanın içindeki goril ailelerinin yerlerini tespit ediyor. Misafirleri sağlık koşullarına göre gruplandırıyorlar. Goril ailelerin uzaklık durumuna en sağlıklı ve fit grubu en uzaktaki goril ailesini görecek şekilde gönderiyorlar. Sonuç olarak gruplar yağmur ormanında 2-10 saat arasında yürüyüş yapıyor. Ancak goril ailesini gördükleri andan itibaren yanlarında en fazla 1 saat kalabiliyorlar. Bu gözlemleri yapmak için en uygun zamanlarsa haziran-eylül ve aralık-şubat ayları arası. Diğer dönemlerdeki yağışlar, turları olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Parkta rahat yürüyüş yapmak için sağlam ayakkabı, yağmurluk getirmek şart. Etraf yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı olduğu için eldiven de getirmek gerek.
Parkta ünlüleri misafir eden Buhoma Lodge’da konaklayabilirsiniz.
Rwenzori Dağları Millî Parkı
Ülkenin batısında yer alan Rwenzori Dağları Millî Parkı, Rwenzori dağ silsilesinin ana bölümünü oluşturuyor. Parkta buzullar, şelaleler, göller, sıra dışı bir bitki örtüsü var. Rwenzori Dağları Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor.
Kidepo Vadisi Millî Parkı
Bölgenin en kuzeyinde yer alan Kidepo Vadisi Millî Parkı; çita, aslan, fil, leopar, yaban domuzu, devekuşu, bufalo, zürafa, sırtlan gibi 80’den fazla hayvan türüyle ülkedeki parkların en heyecan verici faunasını içeriyor.
Uganda’da kendinizi zamanın yavaş akışına hazırlayın!
Afrika’ya hoş geldiniz! Mesela burada yemeğinizin 5 dakika sonra hazır olacağını söylüyorlarsa, bilin ki en az yarım saat bekleyeceksiniz! Yol yarım saat sürecek diyorlarsa, 2-3 saat yol almaya kendinizi hazırlayın! Ancak şunu da bilin ki burada eşsiz bir ülkeyle tanışacak ve hayatınızın en muhteşem keşiflerini yapacaksınız.
Uganda’da enteresan neler var?
Sokaklarda marabu leyleği görüyorsunuz. 1.5 metreye varan boyu ile ürkütücü olan bu hayvanı görünce şaşırmayın! Sonuç olarak Afrika’dasınız. Burada sokaklarda kedi-köpekle değil, farklı türde pek çok hayvanla tanışacaksınız.
Ülkede boda-bodalar çok yaygın. Günümüzde motorsiklete boda-boda deniyor ama aslında kökeni bisiklet. Eskiden Kenya-Uganda sınır ofisleri arasındaki tarafsız bölgedeki insanları bisikletli gençler taşır, border to border yani sınırdan sınıra diye bağırırmış. Sonuç olarak zamanla bu sözcükler boda-boda’ya dönüşmüş. Çocukları okula, köylüleri pazara, hastaları hastaneye, cenazeleri mezara boda-boda götürüyor. Hatta boda-boda olayını teknolojiye de taşımışlar. Safe border ve texfying border isimli telefon aplikasyonları yaratmışlar. Uber gibi kullanılan aplikasyon sadece bu motorsiklet taksiler için geçerli.
Ülkede şehirlerarası anayollar yepyeni ama bazı bölgelerde (özellikle Karamoja) ve kasabalara, köylere daldığınızda yollar içler acısı. Daha doğrusu asfalt yol bile yok. Kırsalda saatte en fazla 30-40 km yol kat edebiliyorsunuz. Tabii toz toprak içinde kalarak.
Millî parklardaki konaklama yerlerinde elektrik yok, hep jeneratör kullanıyorlar. Bu jeneratörler benzinle çalıştığı için önce benzin alınması gerekiyor. Sonuç olarak evinizde düğmeye bastığınız anda emrinize amade olan elektriğin kıymetini Uganda’da fazlasıyla anlıyorsunuz.
Peki ya internet? Sim kartı için ücret ödüyorsunuz. Sim’i aktifleştirmek içinse pasaport bilgilerinizden neredeyse aile secerenize kadar bilgiler giriyorsunuz. Sonra sıra data paketi seçmeye geliyor. Bizim tercihimiz 3 günlük paketler oldu. 3 günde bir data sıfır oldu, tekrar yükledik. Ayrıca bir de sosyal medya vergisi ödedik. Tam data doldurduk derken internetimizin kesilmesi bize sosyal medya vergimizin süresinin dolduğunu hatırlattı. Yani evimizde kolayca eriştiğimiz internetin azıcık bir kısmını elde etmek için bile ciddi çaba sarf ettik. Ayrıca çoğu yerde de verici eksikliği nedeniyle internet çekmedi.
Nil Nehri, Victoria Gölü nedeniyle ülkede bolca su var. Ancak büyük şehirler haricinde evlere ulaşan bir su altyapısı ve kanalizasyon sistemi yok. Beni en çok üzen de çocukların boş pet şişelerimizi bile istemesi oldu. Yüzüne bakmadan fırlatıp attığımız eski pet şişeler burada mücevher değerinde. Çünkü su bulunan yerlerden bu pet şişelerle su taşıyorlar. Hem de yalınayak!
Uganda mutfağı
Kendinizi hazırlamanız gereken bir diğer konu: Mutfak! Zira Uganda mutfağı çok özelliği olan bir mutfak değil. Ancak kahvesinin ve tropik meyvelerinin de tadına doyum olmuyor.
Burada en çok matooke (bir çeşit muz), fasulye, yeşil sebze var. Ancak her zaman şahane yemekler yemeği beklememenizi de öneririm. Yokluk içindeki ülkede ne bulursanız şükredin. Ayrıca şehirlerarası yollarda yemek yiyecek yer bulma ihtimaliniz çok az. Bu nedenle yola çıkarken hazırlıklı olmanızı öneririm. Yanınızda çerez, kuru meyve, bisküvi tarzı şeyler getirin. Ayrıca yollarda satılan meyveleri yemeyi de ihmal etmeyin.
En ünlü yemeğiyse Rolex. Rolex (Rolled eggs), yani rulo edilmiş yumurtalar için bol yağlı sac üzerinde 2 yumurta kırıyorsunuz. Soğan ve domates ekleyip Hintliler’in chapati ekmeğinin içine koyuyorsunuz. Dürüm şeklinde servis ediyorsunuz.
Afrika’da hayat
Hayat Afrika’da bambaşka akıyor. Eğer siz de hayatın gerçek anlamını fark etmek, sahip olduklarınızın kıymetini anlamak istiyorsanız; buraya gelin, hayatın özünü içine sindirmiş insanlarla tanışın ve evinize bambaşka biri olarak dönün!
Ancak Uganda ile ilgili önemli bir uyarı da yapmam gerek! İnsanların iyi niyetine hiç şüphe yok ama yavaşlıkları bir süre sonra sinir bozucu hâle gelebiliyor. Yürümeye, konuşmaya bile mecalleri yok gibi davranıyorlar. Sesleri genelde çok kısık, ne dediklerini bile anlamakta güçlük çekiyorsunuz. Eğer tur organizasyonu olmadan bireysel gidecek olursanız, Uganda bu açıdan sizi en çok zorlayan ülkelerden biri olacaktır.
Kalbimde derin yer eden ülke ile ilgili anılarımı, safari notlarımı sonraki yazılarımda paylaşacağım…
Çok beğendim. Çok da kıskandım. Keşke yanında olabilseydim. Kalemine sağlık güzelim.
Burası senin için zor bir rota olurdu annecim. Daha kolay destinasyonlara gideceğiz birlikte, hiç merak etme.
Öpüyorum
Merhaba. Ben de 5-6 ay sonra Doğu Afrika’ya gitmek istiyorum ama uçak biletleri pahalı olabiliyor. Mesela Kampala’dan Ruanda’ya ya da Kenya’ya otobüsle gidebilir miyim? Otobüs seferleri var mı hiç biliyor musunuz?
Merhaba,
Ben Kenya’dan Tanzanya’ya otobüsle gittim ama diğer ülkeler arasındaki otobüs seferlerini maalesef bilmiyorum.
Ellerinize sağlık çok güzel anlatmışsınız. Bizde ki gibi şehirlerarası otobüsler konforlu mu? Güvenli mi? Dodoma’dan Aurusha ya, Dodoma dan Kampala’ya konforlu otobüsler var mı? Önereceğiniz web sayfası var mı?
Güvenlik sorunu var mı? Aşı kartı kontrol ediyorlar mı?
Teşekkürler…
Uganda oldukça güvenli bir ülke. Şehirler arası ve ülkeler arası otobüsler konusunda yorum yapamıyorum çünkü ben otobüsle değil, özel araçla seyahat ettim. Ancak Kenya-Tanzanya arasında otobüs yolculuğu yapmıştım, bizim otobüsler kadar lüks olmasa da kötü de değildi.
Aşı kontrolu yapma ihtimalleri yüksek. O nedenle şehrinizdeki Seyahat Sağlık Merkezi’ni arayıp zorunlu aşıları yaptırmanızı öneririm.
Şimdiden iyi yolculuklar.