832-1431 yılları arasında hüküm süren Khmer İmparatorluğu, o dönemlerde Güneydoğu Asya’nın en güçlü imparatorluklarından biriymiş. Bu dev imparatorluk, kendine yaraşır şekilde dev tapınak-şehir Angkor’u inşa etmiş ve burayı imparatorluğun başkenti yapmış. Angkor Arkeoloji Parkı olarak bilinen ve 39 ayrı tapınaktan oluşan dev yapı, 400 km²’lik alanıyla günümüzde dünyanın en büyük tapınak alanı. Turistleri Kamboçya’ya getiren en önemli yer olan ve Khmer İmparatorluğu’nun farklı başkentlerinin muhteşem kalıntılarını içeren Angkor Arkeoloji Parkı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Siem Reap’in 6 km kuzeyindeki dev tapınak-şehirde tapınakların bir kısmı Hinduizm’e, bir kısmı ise Budizm’e adanmış. Çoğu da Hindu tapınağından Budist tapınağına dönüştürülmüş. Tapınak-şehir; kemerler, lotus çiçeğini andıran kuleler, geçiş yollarını desteklemek amaçlı yapılmış yarı asma katlar, bağlantılı çıkıntılar, haç şeklinde teraslar ve tapınağın yakınındaki ormandan gelebilecek zararlara karşı koruyan derin hendeklerden oluşuyor.
Angkor hakkında bilgiler
İçindekiler
Khmer İmparatorluğu’nun 1431’de yıkılmasından sonra buranın bir kısmı Khmerler tarafından kullanılmaya devam edilmiş. Bir kısmı ise doğaya yenik düşmüş ve ağaçlar tarafından sarılmış. Ancak batının buradan hiç haberi olmamış. Ta ki 1858 yılında Fransız doğa bilimci Henri Mouhot “Voyage dans les royaumes de Siam, de Cambodge, de Laos” (Voyage to the Kingdoms of Siam, Cambodia, and Laos – Siyam, Kamboçya ve Laos Krallıklarına Yolculuk) adlı kitabı ile buranın adını tüm dünyaya duyurana dek.
Burası 1992 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Buranın asıl adını duyuran ise Angelina Jolie. Lara Croft: Tomb Raider filminin bazı sahneleri Ta Prohm’da çekilince birdenbire bir turizm patlaması başladı. Hatta bu tapınağa artık halk arasında Tomb Raider Tapınağı deniyor. Üzerine bir de aktris ülkeden bir çocuk evlat edinince dikkatler iyice Kamboçya’ya çevrildi.
Angelina Jolie bu filmden sonra Kamboçya vatandaşlığına kabul edildi ve aktif olarak Kamboçya tanıtım elçisi olarak çalıştı. Ben de kendisine tüm çabaları için şapka çıkarıyorum!
Angkor Wat tapınağı sayesinde Kamboçya, Afganistan ile birlikte dünya bayrakları içinde üzerinde bir bina olan ülkedir.
Angkor’da gezilecek yerler listesi
Gezginlerin gözünden baktığımda Güney Amerika’da Peru‘nun Machu Picchu‘su nasıl heyecan uyandırıyorsa, Güneydoğu Asya’da Kamboçya‘nın Angkor’u da öyle. Burası gezmeyi seven herkesin hayallerini süsleyen, rüyalarına giren, orada olmak için can attığı bir yer. Haksız da değiller!
Siem Reap şehrindeki Angkor Arkeolojik Alanı’nı oldukça büyük ve 1 günde bitirmeniz zor. Ancak tercihinize göre 1 günlük, 3 günlük veya 7 günlük pas bilet alabilirsiniz. Kadınların tapınak alanında omuzlarını ve dizlerini kapatması gerekiyor. Ona göre hazırlıklı gitmelisiniz.
Angkor Wat
Angkor Wat, Angkor Arkeolojik Alanı’nın en ünlü tapınağı ve dünyanın en büyük dini yapısı. 12. yüzyılın başlarında Khmer Kralı Suryavarman II tarafından Hindu tanrısı Vishnu için yaptırılmış. Ancak burası sadece bir Hindu tapınağı değil, aynı zamanda Suryavarman II’nin kendisine yaptırdığı bir anıt mezar. Bu nedenle girişi ölümü temsil eden batıya bakıyor.
Tapınağın yapımı 30 yıl sürmüş. Kentin yapımında kullanılan taşlar bölgeye 70 kilometre uzaklıktaki bir taşocağından çıkarılmış. Siem Reap Nehri ile Tonle Sap Gölü’nden buraya kilometrelerce kanallar açılmış. Taşlar bu kanallardan teknelerle taşınmış. O kanallar günümüzde hâlâ duruyor.
Tapınak Hinduizm’de bahsedilen evrenin taştan bir minyatürü olarak tasarlanmış. Merkez kulenin etrafındaki 4 kule Meru’nun tepelerini, merkezindeki lotus çiçeği görünümündeki 5. kule ise tanrı Vishnu’nun yaşadığı dağ Meru’yu sembolize ediyor. Hinduizm inancı gereği sağ taraftaki kuleler iyiliği, soldakilerse kötülüğü temsil ediyor ve hayat bu iki zıtlığın dengesiyle akıp gidiyor. Tapınağı çevreleyen duvarlar dağları, hendeklerse okyanusları simgeliyor.
Tapınağa gün doğumunda ve gün batımında gitmek insanı gezginlik serüveninde nirvanaya ulaştırıyor. Tapınağın kuleleri arasından nilüfer çiçekleriyle dolu göletin üzerine sızan güneşin ilk ışıkları kızıl gölgeleriyle insanı büyülüyor. Gün doğumu ve gün batımı turlarına katılarak bu eşsiz görsel şölene dâhil olabilirsiniz.
Angkor Thom
Angkor Thom, Kral VII. Jayavarman tarafından 1170 yılında kurulmuş. Şehir uzun yıllar Khmer İmparatorluğu’na başkentlik yapmış. Daha sonra ticaret yollarına uzak kalmaya başlayıp önemini yitirince başkent Phnom Penh’e taşınmış ve şehir terk edilmiş.
Tapınak kompleksinin 4 kapısı var: Doğu kapısı, batı kapısı, güney kapısı (Zafer ya da Kral Kapısı), kuzey kapısı (Ölüm Kapısı). Doğu ve batı kapısını halk ve tüccarlar kullanmış. Kral Kapısı da sefere çıkan ordunun ve kralın kullandığı kapı olmuş.
Biz kente güney kapısından girdik. Köprünün üzerinde heykeller dizisi bizi karşıladı. Bu heykellerde bir yanda iyiler, bir yanda kötüler tasvir edilmiş. Kentin kapısı ise 15 metre kadar yükseklikte taş bloklar ve üzerine oyulmuş heykellerden oluşuyor.
Kompleksin içindeki tapınaklar; Bayon, Baphoun, Phimeanakas, Terrace of Elephants ve Terrace of Leper King.
1200’lerin başlarında yapılan Bayon Tapınağı, VII. Jayavarman’ın son eseri. Halkın iç savaş yıllarını unutmaması için tapınağın duvarlarına iç savaşı anlatan rölyefler yaptırıp üzerine de, kanlı iç savaşı ne ben ne de nesillerim unutacak, yazdırmış. Tapınak, Gülen Yüzler Tapınağı olarak da anılıyor. Çünkü içinde tam 216 tane gözleri kapalı, dudakları gülümseyen yüz var.
Ta Prohm
1186 yılında Kral VII. Jayavarman tarafından yaptırılan Ta Prohm, küçük ama çok etkileyici bir tapınak. Eskiden Kralın Manastırı anlamına gelen Rajavihara olarak biliniyormuş.
Tapınağı yüzlerce yıllık banyan ağaçları ve kökleri sarıp sarmalıyor. Müthiş gizemli bir görüntüsü var.
Tha Prohm’a gelip büyüleyici etkisine kapılmamanız imkânsız. Hatta Angkor’da en çok etkilendiğim tapınağın burası olduğunu bile söyleyebilirim. Sanırım görkemli banyan ağaçlarının bunda etkisi var. Ayaklarımı yerden kesen, beni bambaşka bir âleme götüren bir tapınak Tha Prohm.
Angkor kesinlikle dünyanın yeni 7 harikasından birisi olmayı hak ederdi. Belki seçilmedi ama olsun… Burası yine de benim gözümde eşsiz bir harikadır.
Hiç ilgimi çekmeyen bir ülkeyi bile bana beğendirdiğin için teşekkürler.
Kamboçya eşsiz güzellikte bir ülke. Görsen bayılacaksın.