Safarilerin en büyük heyecanı kuşkusuz Büyük Beş’i görmektir. Avrupalılar 20. yüzyılın ilk yarısında Afrika’da av safarilerine çıktıklarında avlanması en zor ve tehlikeli hayvanlara (aslan, gergedan, fil, leopar ve Afrika mandası (bufalo)) The Big Five (Büyük Beş) tabirini yakıştırmışlar. Ruanda’da Büyük Beş’i görebileceğiniz tek park ise Akagera Milli Parkı olacak. İsmini Ihema Gölü de dâhil olmak üzere farklı su kaynaklarını besleyen Kagera Nehri’nden alan Akagera Milli Parkı, Ruanda’nın doğusunda, Tanzanya sınırında yer alıyor. 1934 yılında kurulan, savana ve bataklık habitatlarını içeren park, 1.122 km²’lik bir alana yayılıyor. Oldukça güzel manzaraları sunan Akagera Milli Parkı, engebeli arazi, çimenlerin hâkim olduğu geniş ovalar, kaktüs benzeri Euphorbia çalıları ve hem kalın hem de ince ormanlardan oluşuyor.
Park aslında 2.500 km²’den daha büyük bir alanı kaplıyordu. Soykırım nedeniyle insanlar ülkeyi terk etti, soykırımın sona ermesinin ardından da geri döndü. Bu dönemde park alanı mültecilere tahsis edildi ancak kontrolsüz ekim ve kaçak avcılık nedeniyle oldukça hasar gördü. 1997 yılında da % 50’ye yakın bir oranda küçültüldü.
2009 yılında Ruanda Kalkınma Ajansı ve Afrika Parkları bir anlaşma imzalayarak Akagera Yönetim Şirketi’ni (AMC) kurdu. Günümüzde parkın yönetiminden AMC sorumlu.
Akagera Milli Parkı Turları
Parkta Ihema Gölü’nde tekne turu yapılıyor. Bu tur sırasında en çok suaygırları ve çeşitli kuş türleri gözlemleniyor.
Karasal alandaki yaban hayatı 4×4 araçlarla saha sürüşü sırasında izleniyor. Dilerseniz gündüzleri parkta kendi arabanızla gezebiliyorsunuz ama eğer gece safarisi yapmak istiyorsanız parkın araçlarına binmeniz gerekiyor. Geceleri en fazla 2 araca izin veriliyor.
Parkı korumak için olağanüstü bir çaba sarf ediliyor. Eğer “behind the scenes (perde arkası)” denilen 1,5 saatlik tura katılırsanız bütün çalışmalara tanıklık edebilirsiniz. Örneğin bu turda bütün hayvanları düzenli olarak, aslan ve gergedanları her gün gözlemlediklerini öğrendim. Parkta yaşayan tüm canlıların sağlık durumu, yeme alışkanlıkları yakından takip ediliyor.
Kaçak avcılığı önlemek için eğitilen köpeklerle yapılan demo gösteride de köpeklerin kaçak avcının yerini kokusunu alarak nasıl tespit ettiğini, sonra da avcıya nasıl saldırdığını gördüm. Bu sayede kaçak avcıların rakamı ciddi şekilde azaltılıyor ve park koruma altında tutuluyor.
Hayvanlar
Akagera Milli Parkı’ndaki yaban hayatı içinde fil, aslan, bufalo, sırtlan, zebra, zürafa ve antilop türlerini (bushbuck, roan antilop, Topis, klipspringer, Oribis, Cape eland, water-buck, duiker ve impala) görebiliyorsunuz. Primat türlerinden zeytin babunları, Vervet maymunları ve noktürnal (gececil) bush baby (çalı bebeği) ile karşılaşabiliyorsunuz. Ihema Gölü’nün sığ sularında tekne turu yaparken timsah ve suaygırına selam veriyorsunuz.
Park içinde 520 kuş türünü barındırıyor. Su kuşları, orman kuşları, göçmen kuşlar derken her kuş gözlemcisi parktan mutlu anılarla ayrılıyor.
Konaklama
Akagera Milli Parkı’nda Akagera Game Lodge’da konakladık. Gayet güzel bir oteldi. Ayrıca parkın hemen dışındaki Akagera Rhino Lodge, önünde uzanan Akagera manzarasıyla konaklamak için güzel bir alternatif. Çadır deneyimi yaşamak isteyenlerse Magashi kampını değerlendirebilir.
Ruanda‘da safari deneyimi yaşamak istiyorsanız, Akagera Milli Parkı tek adresiniz olacaktır. Bize bütün büyülü güzelliklerini gösteren Akagera’nın zaman içinde çok daha zengin sayıda canlıya ev sahipliği yapacağına, her misafirini de mutlu ederek uğurlayacağına da eminim.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Bu tip milli parkların dünyada çok daha fazla artmasını diliyorum.
Çok güzel anlatmışsın Sevgili Yaprak….
Sevgili Ümit,
Ben de bu tür milli parkların dünyada sayısının artmasını diliyorum. Ruanda milli parkların korunmasında, hatta sınırının genişletilmesinde çok ciddi çalışmalar yapıyor. Örnek almamız gerek.
Çok sevgiler
Çok güzel yerler ve çok güzel bir yazı. Ellerine sağlık. Bize bu kadar güzel tanıttığın için çok teşekkürler.
Çok teşekkür ederim. Beğenmene çok sevindim ❤️