Şu günlerde en çok gündemde olan konular arasında memleketten kaçıp kurtulmak var. Herkesin hayali özgürce yaşayabileceği medeni bir ülkede hayatına devam etmek, çocuklarını güvenli bir ortamda büyütmek. Peki kaçıp gittiğin yerde, hayat terk ettiğin ülkendeki gibi mi devam edecek? Kanada göçmenlik ne demek bilen biri olarak bu yazıyı kaleme aldım. Buyrun Kanada göçmenlik anılarıma…

Kanada göçmenliği

Ben göçmen olarak “dünyanın öbür ucundaki” Kanada’ya göç etmiş ve orada 12 yıl yaşamış biriyim. Gitmeden önceki göçmenlik başvurularının bile maddi manevi külfetini yaşayan biri olarak 1-2 satır yazıp kendi deneyimlerimi de bu nedenle paylaşmayı istedim.

Hemen şunu belirteyim: Niyetim yıllarca yaşadığım bir ülkeyi asla yerden yere vurmak değil. Ben Kanada’yı herşeye rağmen artılarıyla ve eksileriyle seviyorum. Ancak hiç bir ülke mükemmel de değil. Bu yazımda özellikle göçmenlik, psikolojik zorlukları ve de göçmen olmanın getirdiği gerçeklerinden bahsetmek istedim.

Kanada vatandaşlığı için başvuru

Öncelikle neydi beni ülkemden iten? Boğaziçi Üniversitesi mezunu biri olarak çok uluslu bir şirkette çalışıyordum. Her hafta sonu tüplü dalış (scuba diving) yapıyordum. Evim, işim, ailem, düzenim ve iyi bir sosyal çevrem vardı. Neden rahat edemedim ve gittim peki? Bunun cevabını çok detaylı olarak Denizaşırı Yalnızlık kitabımda anlattım. Burada kısaca şunu söyleyebilirim. Çocukluğumda yaşadığım bazı olaylar beni yeni bir kültüre, bir bilinmeyene, İngilizce konuşacağım bir ülkeye itti. Kardeşimle birlikte Kanada göçmenlik başvurumuzu yaptık ve yaklaşık 3 yıllık bir bekleme süresinden sonra da bu hakkı kazanıp hayatımıza Yeni Dünyada yeni bir başlangıç yaptık.

Kanada’da sizi neler bekliyor?

Ben pek çok göçmene göre çok şanslıydım. İş bulma sürecim çok uzun sürmedi. Türkiye’de çok uluslu bir şirkette çalışırken Kanada’da kurumsal hayatın içinde yine çok uluslu bir şirkette çalıştım ama en düşük seviyede. Maaşım Türkiye’dekinin sadece % 30’una denk gelerek. İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan İstinye’de yaşarken Toronto’da bir evin bodrum katında küfler içinde yaşamıma devam ederek. Bunlar tabii işin sadece maddi boyutu.

Sosyal devlet Kanada

Kanada göçmenlik ile ilgili ilk izlenimlerim şöyle:  Kanada sosyal bir devlet ve dünyanın her yerinden eğitimli insanları göçmen olarak kabul ediyor ama sadece etmekle kalıyor. Bazı meslek grupları var ki (mesela doktorlar) Kanada’dan denklik alamadıkları için taksi şoförlüğü yapıyorlar. Benim mesleğim gereği öyle bir sorunum olmasa da çalıştığım şirkette başlangıç noktam Türkiye’dekinin oldukça aşağısında kaldı.

Kanada’da kurumsal hayat

Hoşgeldin Kanada göçmenlik ve yeni hayat! İş verenler her işe başvurana Canadian experience yani Kanada deneyimi olup olmadığını soruyorlar. Yani bir göçmen Kanada deneyimi olmadığı için ilk işine giremiyor, ilk işine giremeyince de bir kısır döngü içinde mesleğini yapamıyor. Kanada’da kurumsal hayat içersinde bu sorunu çözmek için bir sistem geliştirmişler. Volunteer yani ücret almadan gönüllü olarak bir işte çalışırsan bir süre sonra Kanada deneyimini kazanmış olarak iş arama sürecinde şansını artırabiliyorsun.

Irkçılık

İş hayatının zorlu başlangıcını aştıktan sonra duyurulmayan, aslında Kanada yasalarına göre ciddi suç sayılan başka zorluklar da var: Irkçılık. İş başvurularında yaş ve cinsiyet belirtilmiyor. İşverenin kimsenin özel hayatıyla ilgili soru sorma hakkı yok. Ana vatanınla ve dininle ilgili en ufak bir ayırımcılık hissettiren beyanat yapamıyorlar. Bütün bunlar bir göçmene umut verici şeyler ama gel gör ki kanunen ne kadar yasak olsa da gizliden gizliye, az da karşılaşsanız bir ırkçılık yok değil.

Kanada'da ırkçılık var mı?

Kanada’da ırkçılık var mı?

Mesela ben ilk işime bir Çağrı Merkezi’nde başladım. Telefonda görüştüğüm müşterilerim ABD’nin güney eyaletlerinden beni arıyorlardı. Müşterilerimle iletişimim uzun bir süre oldukça zorlu geçti. Aksanımdan rahatsız oldukları için beni neredeyse her gün yöneticime şikâyet ettiler. Bu nedenle müşteri portföyüm sürekli değiştirildi. Ben de inatla, ağlaya ağlaya da olsa, işe gitmeye ve kendimi ispat etme çalışmalarıma devam ettim. Yöneticilerimden basit olaylar karşısında bile, Bu senin kültüründe nasıl karşılanır bilmem, ama biz Kanada’da bundan hoşlanmayız, benzeri sözler duydum. Çok düşündüm İnsan Kaynakları departmanına şikayet etsem mi etmesem mi diye. Neticede kanunen büyük bir suç bu söylenenler. Sonuç olarak bana bunu söyleyen yöneticimi İnsan Kaynakları’na bildirmedim ama doğru mu yaptım çok da emin değilim. Hani insan yeri gelir, çocuğuna kızar ama bir başkası en ufak bir laf söylese kaplan kesilir ya bu da işte aynı hesap. Ülkeme ve kültürüme söylenen sözlere aşırı alınganlık gösterdim. Her ne kadar profesyonel hayatıma duygusallık katmak istemesem de bunu söyleyenlere içimden kırıldım.

Kanada’da sağlık güvencesi

Kariyerimde kendi başarımı ispat etme çalışmalarım hayatımda yaşadığım tek zorluk değildi. Sosyal devlete dışarıdan bakarken duyulan hayranlık içinde yaşarken insanın karşısına bambaşka sıkıntılar çıkarıyor. Buna en güzel örneklerden biri de sağlık sektöründeki aksaklıklar.

Kanada’da herkesin bir aile hekimine kaydolması gerekiyor. Herhangi bir uzman doktora sevk gerekirse bunu ancak aile hekiminiz yapabiliyor. Ben oldukça sağlıklı ve doktor kapısı aşındırmayan biriyim ama 12 yıl içinde bir kaç kez sağlık problemim oldu ve bunlardan bahsetmek isterim.

Kanada’da hastanelerde bekleme süresi

Bir dalgıç olarak her yıl en az senede 1 kez dalış gezisine gitmeye çalıştım. Bu dalış gezilerimin birinde, Honduras’ın Roatan Adası’na gidişimde kulağımı dalış sırasında eşitleyemeyerek ciddi bir sorun yaşadım. Heyecanla beklediğim tatilim hastane-otel odası arasında geçmişti ve acı içinde Toronto’ya geri dönmüştüm. Toronto’ya döner dönmez aile hekimimi arayarak beni bir KBB uzmanına sevk etmesini istedim. O da sağolsun, hemen bir sevk yazdı ve uzman doktorun beni arayacağını söyledi. Uzman doktor da sağolsun hemen aradı ama 9 ay sonrasına randevu vererek! Şaşkınlık içinde, Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Ben acıdan kendimi neredeyse uçaktan atacaktım, dediğimi hatırlıyorum. Tamamen bir tesadüf eseri bir tanıdığımın KBB uzmanı bir tanıdığı varmış da tedavi olabildim.

Kanada’da Türkiye’de olduğu gibi özel hastaneler yok. Ya devlet hastanelerinin acil servislerine gidip ortalama 8-10 saat bekleyeceksiniz ya da aile hekiminizin sevk ettiği uzmana 9 ay sonrasına randevu alabileceksiniz! Ne kadar insancıl değil mi?

Kanada göçmenlik

10 yaşındaki yeğenim Yasemin’imin çizimi ile Kanada sağlık sistemi

Kanada’da aile hekimliği

Bir ikinci sağlık sorunumu Hindistan gezim sırasında yaşadım. Hindistan’a ben Toronto’dan, kardeşim İstanbul’dan gitmiştik. Orada rahatsızlandık ve kardeşim İstanbul’a döner dönmez 1 saat içinde tahlillerini yaptırıp dizanteri olduğunu öğrendi. Ben de Toronto’daki aile hekimimi arayıp rahatsızlığımdaki belirtilerin kardeşimle aynı olduğunu, onun tahlil sonucuna göre dizanteri teşhisi konulduğunu, benim de bu nedenle tahlil yaptırmak istediğimi söyledim. Aile hekimimle bu tahlil isteği için en az 10 kez telefonla görüştüğümüzü parantez içinde belirteyim. (Normal şartlarda Kanada’da doktorlarınıza telefonla ulaşmanız da mümkün değil. Bu telefon görüşmeleri benim 12 yıl içinde yapabildiğim tek görüşmelerdi) Aile hekimim ise tahlil yaptırmaya gerek bile görmedi. Şans eseri o sırada Türkiye’de bulunan arkadaşlarım kardeşimin antibiyotiklerinin aynısını alarak bana getirdiler. Ben de tahlil yapılmamasına rağmen bu ilaçları aldım ve iyileştim.

Kanada göçmenlik – Asıl sorun yalnızlık!

Kariyer sıkıntısından, sağlık sisteminin zorluklarından bahsettim ama yurt dışında yaşamanın en büyük zorluğu bunların hiç biri değil. Asıl zorluk insanın içine işleyen ve hep hissedilen bir duygu: Yalnızlık.

Göçmenlik başvurumu kardeşimle yapmıştım. O vatandaşlığını almaya hak kazanana kadar da birlikteydik ama o Türkiye’ye döndükten sonraki yıllarım yalnız geçti. İyi bir sosyal çevrem, çok sevdiğim arkadaşlarım hep oldu ama kendi toprağımdaki sıcaklığı başka bir ülkede hiç hissedemedim. Ailemin uzak oluşu, bir destek aradığımda hayatla hep tek başına mücadele etmek beni fazlasıyla yordu. Hayatın anlamını sorguladığım bir gün aniden doğduğum topraklara dönmeye karar verdim ve ben memleketimde yaşlanacağım ve memleketimde öleceğim dedim. Bunu söylediğimde iş hayatımda 8 kademe terfi etmiş, evimi alıp düzenimi çoktan kurmuştum ama artık bir başkadır benim memleketim şarkısını dinlediğimde ağlamamaya karar vermiştim.

Kanada göçmenlik – Bir gün memlekete dönecek miyiz?

Bir örnekle yazımı noktalayım. Bir arkadaşımın 40 yıldır Almanya’da yaşayan dayısı bir gün bize gayet naif bir şekilde, Biz artık Almanya’ya yerleşmeye karar verdik, demişti. Bu adamcağız üniversiteyi Almanya’da okumuştu, eşi Alman’dı, çocukları Alman kültürüyle yetişmişti ve diş hekimliği yaparak zaten 40 yıldır Almanya’da yaşıyordu! Ama işte her göçmen gibi sadece bedenen Almanya’daydı. Onun ruhu Türkiye’de takılı kalmış, yüreği hep bir gün memlekete dönme özlemi ile kavrulmuş, dilinden bunu eksik etmemiş, yaşadığı yere hiçbir zaman kendini tam olarak ait hissedememişti. Ben de onun bu sözüne güleyim mi, ağlayım mı bilememiştim.

40 yılımı arkadaşımın dayısı gibi hep bir gün memlekete dönme düşüncesiyle geçirmek istemedim. Bu nedenle artık doğduğum topraklarda yaşıyorum ve çok mutluyum. Herkesin de kendisi için gitmek mi zor, kalmak mı diye karar verebilmesini dilerim. Ancak bilin ki memleketteki simidin kokusunu ve çayın tadını başka hiçbir ülkede alamayacaksınız.